Öğrenciler özgürlüklere ve insan haklarına saygıyla yetişmeli! İyi ve doğru olsunlar…

1- Cumhuriyetin 100. yılında eğitim sektörünü geçmişten günümüze değerlendirdiğimizde nasıl bir değişim yaşadığını düşünüyorsunuz?

Cumhuriyetimiz öncelikli önem verdiği eğitimin ulusal gereksinimleri karşılarken çağdaş değerlere uygun nitelikteki gelişimi için gerçek bir atılım yapmıştır. Harf devriminden, öğretimin birliğine ve özel nitelikte yetkin öğretmenlerin yetiştirilmesine kadar gelişme kısa bir sürede gerçekleştirilmiştir. Yükseköğretimde 1933 reformu ve Hitler faşizmi nedeniyle ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan Alman bilim insanlarının katkılarıyla çağdaş gelişme yoluna girilmiştir. 

Çeyrek yüzyıl süren bu gelişmelerden sonra çok partili dönemin iktidarları eğitim devrimine aykırı tutucu uygulamaların olumsuz etkileri kendini göstermiştir. 1960-1980 dönemi özgürlük ortamı ve planlı gelişme ilkesi olumlu bazı değişimler olmuş, üniversiteler özerkliğe kavuşmuştur. 1980 sonrası birçok alandaki olumsuzluk eğitimde de yaşanmıştır. Özellikle son 20 yılda çağdaş gelişmelere aykırı ve eğitimin kamu hizmeti olma niteliğini hiçe sayarak devlet okullarında ciddi bir nitelik düşüşü yaşanmıştır. 

Bugün okuma yazma oranını artırmak artık ulaşılmış bir hedef iken okuduğunu anlayabilmek, yorumlayabilmek, bir metin yazabilmek gibi daha gelişmiş yeterlilikler beklentisi ortaya çıkmıştır. Bireyselleştirilmiş eğitim modelleri uygulanmaya başlanmış ve farklı öğrenme modelleriyle pekiştirilmektedir. Cumhuriyetin 100.yılında bizler dünya ile birlikte öğrencilerin yapay zekadan yararlanmasının doğru ve etik yollarını tartışırken, ülkemizde ciddi bir kısım öğrencinin eğitim teknolojilerine erişimi bulunmamaktadır. 

Sonuç olarak eğitimde Cumhuriyetin ilk çeyrek yüzyılındaki atılımda, 1980 sonrası, özellikle son 20 yılda gerileme yaşanması ülkemiz adına yaşamsal bir tehlikedir. Gelinen bu aşamada eğitimle ilgili olarak, anaokulundan yükseköğretime kadar çağdaş gelişmelere ve ülkemizin koşullarına uygun, köklü bir dönüşümün sağlanması gerekmektedir. Bu doğrultuda eğitimin temel bir insan hakkı ve kamu malı niteliği yeniden hatırlanmalı, ülkemizdeki yüksek oranlı fırsat eşitsizliği sonucunda yükseköğretimden yararlanamayan bireyler için, üniversitelerin yaşam boyu öğretim fırsatları yaratması sağlanmalıdır. Böylelikle Üniversiteler Cumhuriyetin 2. Yüzyılında gerçekleştirilecek kalkınma hamlesine önemli katkılarda bulunabilecektir.

 

2- 100 yıllık yolculukta eğitim sektörünün en önemli değişimleri yaşadığı dönemler hangileridir? Sizler bu değişime nasıl ayak uydurdunuz?

Cumhuriyetin ilk döneminde her türlü kaynak eksiğine rağmen, okul sayısını arttırmaya, cumhuriyetçi eğitimciler ve nesiller yetiştirmeye, nihayet okur- yazar seviyesinin artırılmasına yönelik mücadele başarılı olmuş, yasa ve genelgelerle eğitim ve öğretim düzenlenmiştir. Ayrıca köye hizmet edecek donanıma sahip öğretmenlerin yetiştirilmesinde Köy Enstitüleri çok başarılı bir model oluşturmuş.Köy Enstitüleri ülkemiz koşullarına çok uygun bir yaklaşımla eğitimin yerelde ve köy kalkınması temelli sürdürülmesini hedeflemiştir.

Ancak 1950 yılı sonrası, eğitimin kurucu değerlere ve çağdaş gelişmelere aykırı olarak gerici eğilimlerin eline geçtiği ve geniş toplum kesimlerinin nitelikli eğitimden uzak tutulmasının sağlandığı dönem başlamıştır. 1961 Anayasası ile göreli olumlu gelişmelerin yaşanmasına karşın, 1980 sonrası ve özellikle son 20 yıl Cumhuriyetin kuruluşu sırasındaki olumlu uygulamalara son verilen bir dönem olmuştur. Nitekim bu durum OECD PISA testine göre 15 yaşındaki gençlerimizin anadilde yazılmış basit bir metni okuyup anlama becerisinin, araştırmanın yürütüldüğü 99 ülke arasında 40. sıraya denk gelmesinde somutlaşmaktadır (2018). Üstelik bu gösterge zaman içinde, 2000 yılından 2009’a kadar düzenli bir şekilde iyileşmişken, 2009’dan 2018’e kadar düzenli olarak kötüleşmiştir (PISA 2018 Insights and Interpretations). Bu da yukarda işaret edilen eğitim politikası yanlışlığını ortaya koymaktadır.

 

3- Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına ‘nasıl bir insan’ yetiştirme hedefiyle yola çıktınız?

İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları olarak, akıl ve bilim yolundan ayrılmadan, bilgiye araştırarak ulaşan, merakla öğrenen, hayal kurabilen, yaratıcı, yaşam boyu öğrenme becerisine sahip, özgür ve eleştirel düşünen, farklılıklara saygılı, teknolojiyi iyi kullanan, çok yönlü 21. Yüzyıl aydınlarını yetiştirmeyi hedefliyoruz. Öğrencilerimiz aynı zamanda sürdürülebilirlik farkındalığı yüksek, ülkesinin ve dünyanın geleceğine katkı koyan bireyler olarak yetişiyor.

 

4- Bu hedeflere ulaşmak için neler yapıyorsunuz?

İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları olarak, yeterlilikler temelli tam öğrenme modeline dayalı, yüksek nitelikli, çok yönlü, yenilikçi eğitim anlayışını benimsiyoruz. Ayrıca dünyayla bütünleşme anlayışımız doğrultusunda öğrenci ve öğretmenlerin uluslararası dolaşımını ve uluslararası projeler gerçekleştiriyor, IBDP (Uluslararası Bakalorya Diploma Programı) ve ulusal programımızın öğrencileri Amerika ve Avrupa kıtalarındaki saygın üniversitelerde kabul edilerek başarılı bir eğitim süreci yaşamaktadır.  Hedeflerimiz ve bunlara ulaşmak için izlediğimiz yolda OECD Öğrenme Pusulası 2030 gibi uluslararası yol göstericiler bizlere rehberlik ediyor. 

 

5- Temel eğitim felsefeniz nedir?

Öğrenmenin merakla başladığından yola çıkıyor; sınavdan bağımsız, kendi arzusuyla öğrenen öğrencilerimizin farklılıklarını göz önünde bulunduruyor; sınava yönelik değil kazanım temelli, çeşitlendirilmiş ölçme-değerlendirme ile tam öğrenmenin gerçekleşmesini ölçüyoruz. Bu felsefe öğrencinin potansiyelini açığa çıkartıyor. Düzenli yükselen akademik sonuçlar, doğru yolda olduğumuzu ortaya koyuyor. Ulusal ve uluslararası başarımızdaki düzenli iyileşme de felsefemizi destekliyor. 

 

6- Öğrencilerinizin hangi değerleri içselleştirmiş olarak kurumunuzdan mezun olmalarını amaçlıyorsunuz?

Özgürlüklere ve insan haklarına saygı (Atatürk ilkelerini, temel hak ve özgürlükleri, laik ve demokratik hukuk devletini benimseyen gençler)

İyilik ve doğruluk (Adil, dürüst, iyi ahlaklı, vicdanlı, paylaşımcı, güvenilir, saygın, etik değerleri benimsemiş, öz güven-öz saygı -öz denetim sahibi, anlayışlı, ayrımcılığa karşı, barışçıl bireyler)

 

7- Okulunuzu diğer eğitim kurumlarından ayıran en önemli özellikler nelerdir?

İTÜ GVO’nun, İTÜ çatısı altında köklerinden aldığını geleceğe taşıyabilen bir eğitim kurumu olması çok değerlidir. Maslak yerleşkemiz bu nedenle akademik dünyanın tam da merkezinde yer almaktadır. Teknokent ile iş birliği içinde yapılan çalışmalar, projeler de okulumuza değer katmaktadır.

Edindiği akademik bilgiyi çeşitli kulüp etkinliklerinde uygulama ve yaratıcılığını geliştirme becerisi kazanan, örneğin okuduğu bir edebi eseri Birleşmiş Milletlerin Kalkınma amaçları penceresinden değerlendirebilecek kadar sosyal ve çevresel farkındalığı yüksek, kültürel, sanatsal ve sportif merakları çok çeşitli, öz güvenli ve sorumluluk duygusuna sahip mezunlar yetiştirmek olarak özetleyebiliriz. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

pragmatic slot oyunları
egt oyna
betmarlo
bonus hunt" rel="dofollow">bonus hunt">bonus hunt
aresbet
tombala oyna
sweet bonanza
betibom
dog house megaways
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
wild west gold oyna
markaj giriş
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
sugar rush
sweet bonanza
diyarbet
diyarbet
trwin
big bass bonanza oyna
gates of olympus oyna
egt oyna
betingo
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
aviator oyna
aviator giriş
aviator bahis
tombala
footer link satın al
footer link tanıtım yazısı satın al tanıtım yazısı backlink satın al backlink
pendik escort
avcılar escort
esenyurt escort
bahçeşehir escort
beylikdüzü escort
bakırköy escort
halkalı escort
şirinevler escort
şişli escort
istanbul escort
esenyurt escort
avcılar escort
Ümraniye Escort